Global Galvanizing Awards (Global Galvaniz Ödülleri) 2018’de dünyanın dört bir yanından gelen galvanizli projeler yarıştı. Jüri Ödülünü Danimarka’dan Silo isimli proje kazanırken, Endüstri Ödülünü Arts West Building Avustralya’ya götürdü. Yarışmada Türkiye’yi temsil eden Magicone Su Kaydırağı ise Kısa Liste’ye kaldı.

Mimarların, mühendislerin, müteahhitlerin ve sanatçıların sıcak daldırma galvanizi yaratıcı kullanımına dikkat çekmeyi hedefleyen Global Galvaniz Ödülleri, Berlin’de yapılan törenle sahiplerini buldu. Projeler galvanizlemenin sürdürülebilir yapıya katkısına özellikle dikkat edilerek ve galvanizin mimaride ve inşaat mühendisliğinde en verimli ve yenilikçi kullanımına göre değerlendirildi.

Yarışma, uluslararası galvaniz endüstrisi dernekleri ağı aracılığıyla organize edildi ve Uluslararası Çinko Birliği (IZA) tarafından desteklendi.

Dünyanın her yerinden ulusal ve bölgesel galvanizciler dernekleri üzerinden 36 proje başvurdu. Projeler iki ayrı değerlendirme sürecinden geçirildi:

  • ‘Judges’ Award’ (Jüri Ödülü) için projeler mimarlık ve tasarım dünyasından bir heyet tarafından değerlendirildi. Heyet Bauformstahl Direktörü Bernhard Hauke (Almanya), mimarlık ve yapısal planlama mühendislerinin takip ettiği Deutsche BauZeitschrift dergisinin editörü Burkhard Frohlich ve Techniker’in kurucusu Matthew Wells’den (İngiltere) oluştu.
  • ‘Industry Award’ (Endüstri Ödülü)için global galvaniz endüstrisi, katılımcı dernekler aracılığıyla değerlendirme yaptı.

Projeler, mimarlık ve inşaat mühendisliğinde etkili ve yenilikçi galvaniz kullanımı, yapının işlevselliği ve estetiği açısından incelendi.  Galvanizin sürdürülebilir yapıya katkısının gösterilmesine özel önem verildi. Tasarım aşamalarında galvanizin dahil edilmesi de önemli kabul edildi.

Intergalva 2018’de Estrel Hotel’de (Berlin) yapılan törende ödüller sahiplerine dağıtıldı. Delegeler, yarışmanın kazananlarının ve Övgüye Değer bulunan projelerin sunumları ile adeta büyülendiler.

Jüri Ödülü Silo’nun

Jüri, Silo’nun galvaniz kaplamanın sağlamlık, tesis dışında prefabrikasyona uygunluk, uzun ömürlülük gibi tüm pratik faydalarını olağanüstü bir mimari güzellikle birleştirdiğine kanaat getirdi.

Proje Kopenhag’ın başka bir şekilde terk edilmiş bölgesine yeni bir hayat getirdi. Bu proje, diğer mat ve heyecansız beton binalarda da kullanılabilecek bir yaklaşımdır.

Danimarkalı mimarlar COBE tarafından müşterileri Klaus Kastbjerg ve NRE Denmark tarafından yeniden tasarlanan 17 katlı eski hububat ambarı ve bölgedeki en büyük sanayi binası, konutlar ve kamusal işlevler barındıran “Silo” ya dönüştürüldü.

Silo’nun endüstriyel beton cephesini mevcut standartlara getirebilmek için, dış kısımları yeniden giydirilirken, iç kısım mümkün olduğunca ham ve el değmemiş olarak korundu. Klima kalkanı olarak kullanılmak üzere galvanizli çelikten yapılmış açısal yönlü dış cephe kuruldu. Bu da binanın karakteristik ince uzun şeklinin korunmasına izin verdi.

COBE’nin Kurucusu ve Yaratıcı Direktörü Dan Stubbergaard proje ödül töreninde şunları söyledi:

“Silo’nun ruhunu mümkün olduğu kadar korumak istedik ve hem yekpare dış cephesini hem de görkemli beton iç mekanı koruyarak sadece dışına yeni bir palto kapladık. Amaç, onu, yeni sakinleri ve çevredeki kentsel yaşamın yapının kimliğini ve mirasını ön plana çıkaracak şekilde içten dışa dönüştürmekti. Bu nedenle, endüstriyel geçmişte olduğu gibi, ham maddenin paslanmaması ve orijinal liman karakterini ve malzeme hissini koruyarak, pürüzlü ve saf güzelliği ödünç veren cephe için galvanizli çelik kullanıldı.”

Endüstri Ödülünü  Arts West Building Kazandı

Endüstri Ödülü’nün sahibi galvaniz sektörünce yapılan değerlendirme ve oylama sonucunda belirlendi. Global oylar dünyanın dört bir yanındaki sektör dernekleri aracılığıyla toplandı.

ARM ve Architectus Melbourne Üniversitesi Sanat Fakültesi’yle birlikte çalışarak nesnelere dayalı öğrenme için binayı adapte ettiler. Öğrenim alanları, üniversitenin kültürel koleksiyonlarından öğeler sergilemek için özelleştirildi. Arts West’in kendine özgü cephesi, çeliğin çığır açan ve son derece yenilikçi kullanımıdır. Cephe, üniversitenin 23 kültürel koleksiyonundan seçilen nesnelerin görüntülerine sahiptir. Bu nedenle, cephe hem pasif bir güneş kontrol elemanı hem de Sanat Fakültesinin eğitsel arzusunun mimari bir tezahürüdür.

Cephedeki dış yapıda çeşitli nedenlerle galvaniz kaplama tercih edilmiştir.  Cephedeki kanatlar, arkasındaki tüm cam perde duvarlarına güneşten gölgeleme sağlamak  ve Kültürel Koleksiyonlardan nesnelerin görüntülerini barındırmak olmak üzere iki amaca hizmet ediyor. Cepheye “basılan” görüntüler günün farklı zamanlarında ve farklı bakış açılarından izleyicilere görünüyorlar. Mimarlar şöyle dediler:

“Galvaniz, çelik yapıyı korumak için elbette harika bir yoldur, ancak galvanizlemenin sağladığı benekli ve kristalli etkileri de sevdik.  Malzeme zamanla parlak bir yansıtıcı görünümden mat bir griye dönüşecek. Galvanizleme cepheyi, sonradan olduğumuz saf yüzeyle donattı. 8 mm’lik çeliğin galvanizlenmesinin bize sunduğu tezatlığı beğendik.”

Büyük Övgü: Mimari ve Döngüsel Ekonomi

Greenhouse, Utrecht, Hollanda

Projelerin çoğu, sürdürülebilir yapı hedeflerini karşılamak için galvanizli çelik kullanımını vurguladı. Fakat mimari dünya giderek binaların ömrünü daha çok uzatma fırsatlarına odaklanıyor. Yeniden kullanım ve gelecekte uyarlanabilirlik için tasarım sıkça önemli bir hedef oluyor. Architectenbureau Cepezed (Cepezed Mimarlık) bunu mükemmel şekilde tanımlıyor. Projenin başlangıcından bu yana, proje ekibi çeliğin esnekliğini ve galvanizli çeliğin dayanıklılığını ve sağlamlığını kullanarak, mevcut amacına ihtiyaç kalmadığında yeniden yapılandırılıp tekrar kullanılabilecek bir bina tasarladı.

Green House, kendi şehir çiftliğine ve bir konferans merkezine sahip bir restorana ev sahipliği yapıyor. Döngüsel ekonominin ilkelerine sadık olarak, tüm bina parçalara ayrılabilir. Yüksek derecedeki hassasiyetleri nedeniyle, çelik parçaların ayrılması ve tekrar bir araya getirilmesi kolaydır. Green House’un çelik çerçevesinin bir özelliği de tek ve aynı inşaat kiti ile birden fazla bina konfigürasyonunu mümkün kılan kare ızgaraya sahip olmasıdır.  Onbeş yıl içinde sökülebilir ve başka bir alanda yeniden inşa edilebilir.

Yeniden kullanım da projenin malzeme seçiminde önemli bir rol oynadı. Köşk, sıcak daldırma galvanizli çelik bölümlerden oluşan, sökülüp takılabilen bir çelik iskelete sahip genel bir yapı kiti olarak tasarlandı. Cephenin kafes desteklerinde, çatı (küçük bir sera için çatı konstrüksiyonu dahil), parmaklıklarda ve köşkteki merdivenlerde galvaniz kaplama kullanıldı.

Sıcak daldırma galvanizli çelik, Green House’un ve kentsel tarım serasının cesur karakterini mükemmel bir şekilde vurguluyor. Mimarlar ayrıca, demontaj ve yeniden kurulum işlemleri sırasında  kaplama zarar görmeyeceği için galvaniz kaplamayı tercih ettiler.

Büyük Övgü: Abide Mimarisi

Saar Polygon, Ensdorf, Almanya

Jürinin galvanizli çelik kullanılan bir abide olarak tanımlamak istediği proje,  ikonik ve galvanizli çelik yapıların nasıl gerçek amaç ve niyetle kalıcı işaretler oluşturduğuna dair çarpıcı bir örnek.

Saar’deki kömür madenin faaliyetleri 250 yıldan fazla bir çalışma süresinin sonunda, 2012 yılında, sona erdi. Saar Madencilik bölgesi ve madenciler için bir anıt yaratmak, aynı zamanda geleceğe bakmak için Pfeiffer Sachse Architekten (Pfeiffer Sachse  Mimarlık) tarafından tasarlanan Saar-Polygon Ensdorf’ta kuruldu.

Tamamlanan heykel, bölgenin önemli bir tarihsel dönemini hatırlatmak için geçmişi, değişim dönemini ve geleceği bir araya getiriyor: kömür madenciliği. Saar-Polygon, Saarlouis’in çarpıcı manzaralarından bir tanesidir ve Fransa ve Lüksemburg’a bile etkileyici bir manzara sunmaktadır.

30 m yüksekliğindeki sıcak daldırma galvanizli çelik yapı, bir köprü ile birbirine bağlanan eğimli iki kuleden oluşuyor ve içine girilebilen bir anıt sunuyor. Anıta hangi yönden baktığınıza bağlı olarak şekli bir dikdörtgen kemere, ters çevrilmiş bir üçgene, ters çevrilmiş bir V’ye, kum saati benzeri bir yapıya ve sonunda onun yanına düşen T harfine dönüşüyor.  “Poligon” un şekli, yer altı madenciliğinde kullanılan destekleyici yapılara çok benziyor.

Türkiye’nin Gururu: Magicone

Global Galvanizing Awards 2018’de Türkiye’yi temsil eden Magicone tasarımıyla ve SDG’nin sağladığı kullanım avantajlarıyla da ilgi topladı. Polin Waterparks tarafından tasarlanan ve uygulanan Magicone, Kısa Listeye kalarak Övgüye Değer projeler arasında yerini aldı.

Su korozyon elemanlarının yanı sıra güçlü UV radyasyonu ve çelik yapı üzerindeki dinamik gerilim Polin Su Parkları’nın bu projede sıcak daldırma galvaniz kaplamayı tercih etmesini sağladı. Sıcak daldırma galvaniz kaplama su parkları için biçilmiş kaftandı, çünkü uzun ömürlü bir uygulama. Güvenilir ve bakım gerektirmez. Kısaca bu tür projelerde galvanizli çelik kullanılması, herhangi bir kesinti olmaksızın yıllarca güvenle hizmet vermek anlamına gelir.

Sadece çanak kısmında 58 ton galvanizli çeliğin kullanıldığı kaydırak, 21 m yüksekliğe, 20 m uzunluğa ve 25 m genişliğe sahip.